büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.


''Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.'' -Mustafa Kemal Atatürk

17 Mart 2014 Pazartesi

İçimizdekiler

Selam kaptan.

Aslında blog işini bırakacaktım. Gerek zaman ayıramamdan gerekse bu işi yapan binlerce insandan sadece biri olarak kendi çevrem dahil insanları ikna edememem beni bu yolun sonuna getirecekti. Lakin geçenlerde bir ağabey tavsiyesiyle tekrar tutundum bu işe. 

''Barney'' dedi, ''kalıcı olmak için ne yaptın lan bu hayatta? Ne için yaşıyorsun olum?'' Cevap veremedim. Küçüklüğümüzden beri bize öğretilen şeyleri düşündüm, acaba içlerinden gerçekten başarabildiğim bir şey var mı diye. Ee şiir yarışmasında birinci olmuştum? Resim yarışmasında da birinciliğim vardı? Flüt çalabiliyodum? Okul başkanıydım olum ben? Bando takımındaydım, okul maçlarında seyircilerin amigosuydum? O kadar kitap okuyordum? Ne yani, bütün bunları yapan bir insan boş bir insan mıydı? Lafı ne demeye getiriyordu bu adam?

Evet. Bomboş bir insanmış meğer. Onların hiçbirinin benim geleceğime yararı olmadı, olmayacak. Onlar sadece anlık şöhret ve mutluluk getiriyor. İşe girmek isteyince kimse bana gençken ne yaptın diye sormayacak. Haksızlık ama bu. Ben aylarca flütte si bemol notasını öğrenmek için çabaladım. Takım kazansın diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Resim yarışmasında Garnizon Komutanı'ndan ödül aldım. Bunlar nasıl olur da benim işime yaramaz? Ödülü alırken yüzlerce insan sadece bana bakıp beni alkışlıyordu, nereye kayboldu o insanlar? 

Ama yok. Üzgünüm. Öyle bir köklü sistem üzerine yerleştirilmiş bir eğitim anlayışımız var ki, insanları olmak istedikleri gibi değil; olmak zorunda oldukları bireyler olarak yetiştiriyoruz. 

Bir öğretmenim vardı. İki çocuğu vardı. Biri çok çalışkandı. Denemelerde tam puan yaptığı bile oldu. Diğer çocuk ise sadece resim yapıp dergi okuyordu. Derslere gitmediği bile olurdu. Ama öğretmenim asla o çocuğa kızmadı. ''Nasıl yetişmek istiyorsa öyle yetişsin'' derdi hep. Çocuklarından biri tıp okuyor, diğeri resim öğretmenliği okuyor şu anda. Her iki çocukta kendi kaderini kendi çizdi. Aynı 3 İdiots da ki profesörün torunu doğduğunda söylediği cümle gibi, ''Ne olmak istiyorsa kendi karar versin.''

Ne yazık ki okulda öğrendiğimiz çoğu şey ilerde hiçbir işimize yaramayacak. Zaten her sınıfta vardır bu tip öğrenci, tahtaya soru yazılınca ''Hocam bu soru ilerde ne işime yarıyacak yea'' diye sitem eder. Lisenin sonunda gireceğin sınavdan başka pek bir yerde karşına çıkmayacak karşına. Girdin diyelim o sınava. Kazandın. Güzel bir üniversite okudun. İşe girmek için bir şirkete başvurdun ve seni mülakata çağırdılar. Ne anlatacaksın o adamlara şimdi? ''Amca ben blok flüt çalabiliyom, eskiden de okul başkanıydım zaten'' mi diyeceksin. Anında kapı dışarı ederler. Torpilin yoksa mülakatı kazanma şansın çok küçük olduğu için okulda başardığın ufak tefek akademik başarılar orada da hiçbir işine yaramayacak. 

Diyeceğim o ki, sizden beklenmeyen işler çıkarın ortaya. İnsanları şaşırtın. 

Yanlış anlaşılmasın, kendini kanıtlama çabasına giren, egosu tatmin olmamış biri değilim. Tam tersi, çoğu insanın yaşamak isteyeceği şeyleri yaşamış biriyim. İleriye dönük kalıcı işler çıkarmak için, gelecekte bakınca nereden nereye geldiğimi fark etmek için yazıyorum burada. 

Flüt çalmamın, bando takımında olmamın, amigo olmamın bana nasıl yararı yoksa, bu blogunda bana bir yararı yok. 

Bu yazı biraz antreman olsun, yeni yazılarla geliyorum. 

Kendinize iyi davranın.

©Barney Sikkinson

Öperun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder