Fight Club

Selam hocam.

Biraz şu dev yapımlı filmlere ağırlık vermek istiyorum. Fark ettiğim ufak tefek şeyleri yazmak istiyorum. Bütün dev yapımlı filmlerin vermek istediği mesajlar vardır. Hemen hemen hepsinin hatta. Bunlara çift senaryolu filmler denir. Birinci senaryo, ilk izlendiğinde herkesin anlayabileceği olay örgüsüdür; ikinci senaryo ise çok dikkatli izleyicilerin anlayabileceği, filmin asıl anlatmak istediği olaydır.

Black Swan filminin aslen ne anlattığını ve ona ithafen yapılan filmi anlatmıştım. Black Swan' ın başrol oyuncusu Natalie Portman' ın Rothshild ailesinin bir piyonu olduğunu söylemeye gerek bile yok. Kendisi yahudidir ve bir aralar Rothschild ailesinin evlatlarından olan Nathaniel Philip Rothschild ile aşk yaşıyordu.

Natalie,

Nat Rothschild' in sevgilisi,

Hillary Clinton' ın gün arkadaşı,

Bill Clinton' ın panpası,

Obama' nın ise seçim yüzüydü.

Tabi Portman Obama için kapı kapı dolaşıp kahve dağıtmıyordu.

2008' de insanları seçimde Evet oyu vermesi için kısa kısa videolar yayınladı. Şu, şu ve bu videolar o zamanlarda Natalie Portman' ın Obama için yayınladığı birkaç video. 

Amerika Birleşik Devletleri Demokrat Parti Kadın Kolları Başkanı Natalie Portman.

Soldaki bir zamanlar Natalie Portman' ın sevgilisi Nat Rothschild; sağdaki ise onun babası Jacob Rothschild.

Bu da Amerika' nın bir zamanlar ki Dışişleri Bakanı, yahudi kökenli Henry Kissenger.

Peki bu Natalie Portman' ın hem Jacob Rothschild, hemde Henry Kissenger gibi isimlerin arasında yemekte bulunması tesadüf mü?

Black Swan filminde nasıl seks kölesi olduğunu ve zihin kontrolü altında olduğunu anlatmıştım. Monarch Zihin Kontrolü yazısının sonlarına doğru bakarsan filmin aslen ne anlatmak istediği hakkında fikir sahibi olabilirsin. Ya da azcık daha sabredersen birkaç güne sadece Black Swan' i anlatan bir yazı yazacağım ve bu yazı baya bir ifşa içerikli olacak. O yüzden sabret, Black Swan' e de sıra gelecek moruk.

İşte böyle milyonlara hitap eden, İmdb top 250 de yer alan çoğu filmin böyle derin anlamı vardır. Zaten o filmlerin orada olmasının sebebi de budur. Hepsi demedim bak, çoğu dedim. Bütün filmlerin altında bit yeniği aramak paranoyaklık olur.

Natalie Portman' ın oynadığı bir diğer film olan V For Vendetta da çok derin manalar içerir. V For Vendetta' yı anlatmak başlı başına bir yazı. O başka bir yazıya artık. Filmde geçen el yazması Kuran ve bu Kuran yüzünden adamın tutuklanması oldukça anlamlıdır. Dediğim gibi, V For Vendetta başka bir yazıya moruk. Merak ettin di mi? Hehe. Filmi anlamadan maskesini takan o kadar kişi var ki artık filmden soğutuyorlar adamı.

Fight Club' a dönelim.

Tyler Durden sisteme karşı kurduğu örgüte adamlarını nasıl seçiyordu? Neye göre alıyordu o adamları aralarına?

Gruba girmek isteyen adamlar Tyler' ın evinin önüne gelip bekliyorlardı.

Tyler ise her geleni aşağılıyor, küçük düşürüyordu.

İnsanı küçük düşürecek her ne varsa onu söylüyordu.

Peki bunu neden yapıyordu? Çünkü aralarına kabul edeceği adamın kişiliğini, nefsini kontrol etmek için. 

Eğer kişi egosuz ve kibirsiz biri ise kabul ediliyordu.

Her gelene aynı testi yapıyorlardı, eğer kişi egosuna ve nefsine yenilirse, onu kabul etmiyorlardı.

Bunu aslında Bordo Bereli askerlerin seçilmesine benzetiyorum. Bordo Bereli askerler genellikle yetim veya kimsesiz çocuklardan seçilir. Bu savaşırken geride düşünecek kimsesi olmasın diye yapılır. Sadece vatanı için savaşsın. Anladın?

Filmi izleyip dövüşe özenen ve Tyler gibi olmak isteyen insan demosu dalyarak. Gel seninle iki dakika bir şey konuşacaz. Bu filmin ne anlatmak istediğini gözüne soka soka göstereyim sana.

Tyler'ın yaptığı işlerden biri neydi?

Filmlerin arasına saniselik görüntüler yerleştiriyordu.

Yani hiç kimse onu fark etmiyordu. 

Sinemada çalışıyordu...

Filmlerin arasına saniselik gözükecek şekilde makara koyuyordu.

Fakat izleyiciler anlamıyordu.

Peki neydi kimsenin göremediği ama anladığı şey?

Tam da bu.

Tyler ne iş yapıyormuş anladın? Filmlere sübliminal mesaj ekliyormuş. Oku lan şu yazıyı. Oku. Çocuklara yapılan bu tür oyunlar neymiş bi bak. Fight Club bunu anlatıyor amına koyim işte. Hemde taaa 1999'da.

Bak şimdi.

Senin adın Selinsu olsun ve bir film almaya gittin diyelim. Hiç izlemediğin bir film alacaksın. 7-8 dalda Oscar almış filmi mi alırsın, yoksa 1-2 dalda Oscar alan filmi mi? Seve seve gidip o bol Oscar ödüllü filmi alırsın. Seve seve almazsan dar giyimli, çenesi boynundan 3 metre yukarda, kibri kadar boyu olsa gökdelen olacak kasiyer kişisi sana ''Ayy şu filmi izleyin kesin. 8 dalda Oscar ödülü vaar.'' diyerek sike sike aldırır. Sonuç olarak sen evine bol ödüllü bir filmle dönersin. Kıçıkırık 1-2 Oscar almış film hep ikinci plandadır. ''Off onuda sonra izlerim canım''dır o film.

Fight Club Selinsu'nun ikinci plana attığı film işte. Az Oscar almıştır, çünkü filmin anlatmak istediğini anlayan insanlar o filmi değerli kılacak Oscar ödüllerini ona layık görmemiştir.

Fight Club 1 dalda Oscar'a aday gösterilirken -ki o da ''En iyi ses'' dalında-, gene aynı yönetmen David Fincher'ın çekmiş olduğu Sosyal Ağ -Murk Zuckerberg'in hayatını konu alan film- gibi sikimtrak bir film nasıl oluyor da 4 Altın Küre ve 8 dalda Oscar'a aday gösterilebiliyor? Tam da üst paragrafta demeye çalıştığım şey için olabilir mi?

Filme dönüyorum.

Tyler'ın filme eklediği ''Büyük güzel bir penis'' çocuklar üzerinde işte böyle etki yaratıyor. Fight Club'ı izleyenlerin %30 u bile şu filmin ne anlatmak istediğini anlasaydı bilinçli bir toplum olarak çok yol almıştık. Zira artık yerimizde bile sayamıyoruz. Hep geri. 

Bir diğer deyişle, acaba size bunu yapanları kaçınız tanıyor?

Filmi yakın zamanda izlediysen dediklerim çok daha anlaşılır olacaktır. Filmin sonunu aklına getir.

Filmin son sahnesinde dışarıda bulunan bütün gökdelenler yıkılıyordu. Bunları Tyler'ın kurduğu örgüt tarafından gerçekleştiriliyordu. Kullandıkları madde ise sabundu. Evet, koca koca gökdelenleri sadece sabundan yapılmış bir maddeyle yıktılar filmde. Bunu olağan bir şeymiş gibi gösterdiler. Ve haklıydılar.

11 Eylül 2001. İkiz Kulelere saldırının düzenlendiği gün. Bütün Dünya o gün İkiz Kuleleri onlara çarpan iki tane uçağın yıktığına inandırıldı. İnsanlık tarihinin en büyük dolandırıcılığı. Hepimizi mal yerine koydular. Bütün fizikçiler öyle bir şeyin imkansız olacağını söyledi. Hiç bir gökdelen o şekilde kontrolsüz bir şekilde yıkılmaz dediler, susturdular. Bütün büyük haber ajanslarından animasyon görüntü izlettirdiler. Tüm Dünya'ya. Yıllar sonra ortaya çıktı. Görüntüler sahteydi. Görgü tanıkları sahteydi. Yapılan konuşmalar, röportajlar sahteydi. Hepsi kurgulanmıştı. Ve o gün o saldırının olacağını bilen en az 10.000 kişi vardı. Seçilmiş kişiler. Bu işi düzenleyen, taşın altına el atılınca ortaya çıkan isimler. Saldırının sahte olduğu ortaya çıktı ama ne fayda. Yutturmuşlardı bir kere. İkiz Kuleler yıkılmıştı. Onlar istediğin aldı, gerisi koy götüne rahvan gitsin oldu.

Tyler'ın kurduğu örgütün son saldırısı kuleleri yıkmak oldu. Peki ilk saldırısı?

Şöyle bir küreyi devirdiler. Hedef küre değildi.

Küre yuvarlandı yuvarlandı...

...bir kahve dükkanını yıktı.

Kahve dükkanı? Damalı zemin? Aman Tanrım, Starbucks?

Dövüş kulübünün ilk hedefi kapitalizmin son demi olan Starbucks'tı. Yıktılar, viran eylediler. Dövüş kulübü bu, şaka kaldırmaz.

Filmin birçok yerinde arka planda kullanılan Starbuck bardağı vardı. Buradan da anlayabiliriz ki o kahve dükkanı gerçekten Starbucks'mış. 

Peki kahve dükkanını yerle bir eden o küre neyin nesi?

Adı The Sphere (Küre) dir.

11 Eylül saldırılarında yıkılan kulelerin arasındadır bu heykel. Heykel kıbleye yönelmiştir ve Kabe'yi temsil eder. 11 Eylül 2001 de ki saldırılarda yıkılmayan tek yapıttır. Kulelerin arasında bulunmasına rağmen yıkılmamıştır. 

Filmde ise küreyi yıkarak kapitalist bir şirketi deviriyorlardı. Kabe'yi temsil eden bir küreyle kapitalist bir yeri yıkmak. Hala mı anlamadın?

Tyler başka işlerde yapıyordu.

Bir otelde...

...garson olarak çalışıyordu.

Sen Tyler'ı sıradan bir garson mu sandın?

Nayır. O çok çılgın bir garsondu. Seni çılgın, hadi oradan.

Yemeklere olur olmadık şeyler katıyordu Tyler.

Amına koyayım Tyler'ın çok ayıp etmişti. 

Yemeklere işerdi. 

Ama bundan kimsenin haberi olmazdı.

Şimdi.

+Tyler' ın yaptığı bu iş neye ithafen yapıldı sence?
-Gdo lu gıdalar mı hocam?
+Aferim çocuğum. Vallahi okur bu çocuk. Zaten hep söyledim, zekisin ama çalışmıyorsun.

Tyler burda yediğimiz yiyeceklere, içeceklere konulan gdolu veya hiç bilmediğimiz onca sakıncalı maddeye atıfta bulunmuyorsa ben orospu çocuğunun önde flama taşıyanıyım.

Böyle anlamlı filmi, böyle her yere ince ince giydiren bir filmi izleyip nasıl kavga etmeye özenirsin gerçekten anlamıyorum kaptan.

Tyler'ın yaptığı işlerden biri de filmlere sübliminal mesaj eklemekti di mi. Büyük koca bir penis.

Filmin son sahnesinde aklımıza bir görüntü giriyor fakat biz fark etmiyoruz. Sence de bu görüntü büyük koca bir penis değil mi?

Çoğu şeyi anlayabildin umarım. Götümü yırttım anla diye, bi zahmet yani.

Bir kaç güne Natalie Portman'ın başrolünde oynadığı Black Swan (Siyah Kuğu) filminin derin ifşasını yapacağım. O zamana kadar sabret. Black Swan filminde de ne boklar döndüğünü bir bir sericem önüne. Coming soon.

Şimdilik benden bu kadar.

Kendine iyi davran.

©Barney Sikkinson.

Öperun.